Metaverse’in doğru bir şekilde kullanılması, küresel ısınmanın azaltılmasında potansiyel bir çözüm olabilir. Cornell Üniversitesi tarafından yapılan son araştırmaya göre, “Büyüyen Metaverse Sektörü 2050’ye kadar ABD’de Sera Gazı Emisyonlarını 10 Gt CO2e Azaltabilir” başlıklı çalışma, metaverse’in yüzyılın sonunda küresel yüzey sıcaklığını yaklaşık 0,02 santigrat derece azaltabileceğini öne sürüyor. Araştırma, Royal Society of Chemistry’ye ait “Energy & Environmental Science” dergisinde yayınlandı.
Bu araştırma, Ning Zhao, Meta, Microsoft ve Ulusal Bilim Vakfı (National Science Foundation) tarafından ortaklaşa yürütüldü. Ekip, teknoloji, enerji, çevre ve iş dünyası gibi çeşitli sektörlerden gelen verileri titizlikle analiz etmek için yapay zeka kullandı. Bu yapay zeka, gelecekte metaverse kullanımındaki büyümeyi tahmin etmek amacıyla programlandı. Uzaktan çalışma, sanal seyahat, uzaktan eğitim, oyunlar ve değiştirilemez tokenlar (NFT’ler) gibi alanlar incelendi.
Metaverse’in Emisyon Düzenlemesinde Potansiyeli
Araştırma, metaverse temelli uygulamaların, uzaktan çalışma, uzaktan eğitim ve sanal turizm gibi alanlarda karbon kullanımını azaltma potansiyelini incelemektedir. Bu tür uygulamalar, aşırı karbon salınımını azaltacak ve insan faaliyetlerinin çevresel etkilerini engelleyecektir. Bu yöntemlerin benimsenmesi, karbon emisyonlarının büyük ölçüde azalmasına yardımcı olacaktır.
İlginizi Çekebilir: Neal Stephenson: Metaverse’in Geleceği Hala Parlak ve Umulandan Daha İleri
Son yıllarda, metaverse daha fazla kullanım ve etkileşimle önemli bir büyüme göstermektedir. Birçok geleneksel şirket ve birey, metaverse’i sanal mağazalara, oyun merkezlerine, konser alanlarına vb. dönüştürmektedir. Bu makale, metaverse’in sadece sosyal ve ekonomik zorlukları değil, aynı zamanda çevresel kaygıları da ele alabileceğine inanmaktadır.
Metaverse’i bir emisyon kontrol alanına dönüştürmek için daha fazla geliştirme ve araştırmaya ihtiyaç vardır. Bununla birlikte, mevcut çalışma, metaverse’in karbon emisyonunu kontrol etmek için daha sürdürülebilir bir yaklaşım olabileceğini göstermektedir.