Cocoon, prog rock albüm kapaklarını andıran görsellikteki dünyaların içinde gizli bulmacaları çözen büyüleyici bir oyun.
Cocoon’un başlangıç sahnesi, sizi turuncu kanyonların arasında dolaşmaya götürdükten sonra, yerde yer alan ve adeta kavisli bir gülümseme gibi görünen çıkıntılı bir olukla karşılaştırır. Oluk boyunca uzanıp çektiğinizde, büyük ve metalik bir topun tutulduğu bir ucunu ortaya çıkarırsınız. Bu topu çekmek, sanki bir fermuarı açıyormuş gibi düşünün, ve bu hareketle ağız boyunca kaymaya başlar.
Cocoon’un keyfi, bulmacaları çözme ve ilerleme yolunu bulma sürecinde yatıyor, ancak aynı zamanda oyunun estetiğinde de kendini gösteriyor. Topu tutmak gibi basit bir eylem, etrafınızda gezinen böcek kanatlı yaratığın dünyasını manipüle etmenize olanak tanır. Bu dünyada, sadece tek bir eylem düğmesi ile işleri yoluna koymak için başka hiçbir şey yoktur. Fermuarı oluk boyunca sürükleyerek platformları etkinleştirirsiniz. Ancak bu, sıradan bir kolu çekmekten çok daha fazlasıdır. Folyo rengindeki topun dokusu, sakızın elastikiyeti ve fermuarın yolculuğu, oyunda fiziksel bir deneyim sunar.
Cocoon, prog rock albüm kapaklarını andıran canlı dünyalarda, karamsar synth müzikleri eşliğindeki bulmacalardan yaratıcı bir yemek tarifi çıkarıyor gibi. Düğmelere basarak köprüleri etkinleştirdiğinizde, sadece düğmelere basmakla kalmazsınız. Fermuar gibi tepki veren platformlar bile aslında dev bir robot böceğe dönüşür ve havada süzülüp pençelerini kanyon duvarına saplar. Cocoon, her açıdan gerçeküstü bir deneyim sunar; sıradan kavramları alışılmadık kombinasyonlarla birleştirir ve tanıdık ile yabancıyı bir araya getirir. Bu, sorular sormaktan çekinmeyen bir oyundur.
Oyun ilerledikçe bulmacalar daha karmaşık hale gelir. Bunun ana nedeni, Cocoon’un ana odağının üzerine kurulduğu ve oyunun yıldızı olan “küreler”dir. İlk olarak, kumda bulunan bir lastik platforma çıktığınızda bu fikri keşfedersiniz. Eylem düğmesine basarak bu küreyi etkinleştirir ve böceğinizin yükselip dünyanın dışına çıkmasını izlersiniz. Şimdi gri ve endüstriyel bir ortamdasınız ve bir dakika önce keşfettiğiniz dünya artık sadece büyük bir turuncu top olarak görünüyor. Bu topa dokunduğunuzda, onu sırtınıza alabilir ve onu farklı bölgelere taşıyabilirsiniz.
Bu küre-dünya, yeni çevrenizde bir güç kaynağı olarak işlev görür. Kemik köprülerin ortaya çıkmasını sağlamak veya düz plastik platformları çağırmak için bu küreyi özel yerlere yerleştirirsiniz. Bazı yerlerde, turuncu dünyaya dönüş yaparak neredeyse bir geri sarılmış saat gibi davranarak engelleri aşmanız gerekir. Bu, dünyalar arası geçişin giderek karmaşık hale geldiği oyunun ilerleyen bölümlerinde önemli bir rol oynar.
Cocoon, sık sık dünyalar arası geçişi zorunlu hale getirir ve bu konsepti ustalıkla kullanır. Örneğin, turuncu küreyi taşımak istediğinizde, sizi yeşil küreye ihtiyacınız olan yere götürebilir. Bu durumda ne yaparsınız? İlk olarak yeşili turuncu dünyada saklayabilir ve hedefinize ulaştığınızda geri alabilirsiniz. Bu fikirlerin her biri birkaç dakika sürebilir, ancak Cocoon sürekli olarak yeni fikirler sunar ve sizi sürükler. Bulmacalar karmaşık olsa da, mantıklıdır ve hiçbir zaman sizi sıkmaz veya yolunuzu kaybetmenize izin vermez.
Küre atlamayı gerçekten büyüleyici kılan şey, bulmacaların sadece temiz ve düzenli olmamasıdır, aynı zamanda oyunun sunduğu benzersiz bir görünüm ve his duygusudur. Bir an içinde dünyanız bir bilyeye dönüşebilir, bir sonraki an sadece bir nesne haline gelir. Bu, bir gezegenin evrenin arka planında sadece küçük bir nesne olduğu kozmik ölçeğin etkileyici bir temsili gibidir, ancak aynı zamanda birbirine bağlı ekosistemlerin karmaşıklığını da ifade eder. Bu mermerlerin her biri yaşamsal öneme sahiptir ve siz de bu büyük resmin bir parçasısınızdır – küçük bir böcek olabilirsiniz, ancak dünyayı değiştiren bir etken de olabilirsiniz.
Cocoon, bulmacaları çözme deneyiminizi muhteşem görsel ve işitsel tasarımıyla destekler. Her bir bulmaca anlamsız olsa bile, o anda tam anlamıyla önem taşır ve bir sonraki adımınızın ne olacağını tahmin etme fırsatı vermez. Oyunun mimarisi, doğal manzaraları yapay yapılarla mükemmel bir şekilde birleştirir ve sürekli sizi şaşırtır. Sütunlar yükselirken, lastiksi mantarlar gibi sallanan lolipop bitkileri, oyunda sizi saran ilginç yapıları oluşturur. Bir taşıma aracı, etrafınızı saran etkileyici manzarayı tamamlar.
Cocoon, bulmacaları çözerken sizi eğlendiren ve aynı zamanda büyüleyen bir oyun. Görsel ve işitsel açıdan çarpıcı, zeka gerektiren ama aynı zamanda sizi oyunun içine çeken bir deneyim sunuyor. Cocoon’un dünyasına dalın ve bu dokunsal bulmaca macerasının tadını çıkarın.