S.T.A.L.K.E.R. serisinin hayranları için uzun bir bekleyiş sona erdi. İlk oyunun üzerinden 15 yıl geçtikten sonra, GSC Game World, pandemiden savaşa kadar pek çok zorluğu geride bırakarak S.T.A.L.K.E.R. 2: Heart of Chornobyl ile geri döndü.
Ukraynalı geliştiricilerin bu eseri, kıyamet sonrası hayatta kalma ve korku türüne yeni bir soluk getiriyor. Oyuncuları, revize edilmiş Çernobil Hariç Tutma Bölgesi’nde yalnız bir Stalker olan Skif’in hikayesine ortak eden bu yapım, atmosferi, oynanışı ve açık dünyasıyla öne çıkıyor.
Kusursuz Bir Açık Dünya Deneyimi
Stalker 2’nin en büyük gücü, 60 kilometrekarelik devasa açık dünyası. Çoğu oyunun tekrar eden açık dünya formüllerine kıyasla, Stalker 2 özgün bir deneyim sunmayı başarıyor. Oyuncuların, yükleme ekranlarının neredeyse hiç olmadığı bir dünyada tamamen özgürce hareket etmesi mümkün. Bu durum, oyunun atmosferini derinleştiren ve oyuncuyu içine çeken bir deneyim yaratıyor.
Açık dünya, yalnızca görsel açıdan değil, mekanik anlamda da oldukça zengin. Keşifler her zaman ödüllendirici bir sonuç sunuyor; daha iyi ekipman veya değerli kaynaklar bulma umudu oyuncuyu sürekli tetikte tutuyor. Ancak bu keşifler riskli: Radyasyon, çılgın hayvanlar, mutasyona uğramış yaratıklar ve düşman NPC’ler her an pusuda bekliyor. Dahası, envanter yönetimi, oyunun stratejik boyutunu artırıyor. Fazla eşya taşımak, karakterin hareket kabiliyetini kısıtlayarak ölümcül sonuçlara yol açabiliyor.
Gerilim ve Atmosfer Zirvede
Stalker 2’nin atmosferi, oyuncunun duyusal algılarını sürekli tetikte tutuyor. Özellikle gece vakti veya karanlık bir koridorda geçen anlar, korku ve gerilim hissini artırıyor. Görsel olarak yoğunlaştırılmış karanlık ve sınırlı görüş alanı, oyuncuyu sürekli tehdit altında hissettiriyor. Bölge boyunca karşılaşılabilecek anomaliler ve ölümcül hava olayları da oyunun zorluğunu bir üst seviyeye taşıyor.
Ahlaki Gri Alanlar ve Seçim Özgürlüğü
Stalker 2, çoğu seçim odaklı oyunun aksine, oyunculara doğru ya da yanlış tanımlamaları yapmıyor. Ahlaki açıdan gri bir dünyada, oyuncular tamamen kendi tercihleriyle hareket etmek zorunda kalıyor. Oyundaki her seçim, kısa vadeli kazançlar veya uzun vadeli etkilerle sonuçlanabiliyor.
Yan görevlerde bile bu yaklaşım kendini gösteriyor. Örneğin, bir askerin silahını geri getirme görevi sırasında, oyuncuların ya silahı iade etme ya da kendilerine saklama seçeneği var. Her iki durumda da oyunun tepki vermemesi, bu özgürlüğün altını çiziyor. Bunun yanı sıra, dört farklı sonla tamamlanabilecek hikaye, oyuncuların tercihleriyle şekilleniyor.
Anlatı ve Ses Performansları
Stalker 2’nin anlatısı güçlü temellere sahip olsa da, açık dünya oyunlarının ortak problemi olan odak kaybını yaşatabiliyor. Yan görevler ve keşiflerle ilgilenirken, ana hikaye geri planda kalabiliyor. Bununla birlikte, hikaye boyunca karşılaşılan büyük anlar, duygusal bağ kurmayı mümkün kılıyor. Oyunun başında hissedilen düşük kaliteli seslendirme performansları ise ilerleyen bölümlerde düzeliyor ve daha etkileyici hale geliyor.