ChatGPT’yi geliştiren OpenAI, Microsoft’tan 10 milyar ABD doları (7,8 milyar £) gibi büyük bir yatırım alırken, Google da Anthropic’e 300 milyon dolar yatırım yaptı.
Şirketlerin yapay zekâya verdikleri finansal destek, süregelen bir rekabeti kamuoyu gündemine taşıdı. Şirketlerin yapay zekâya verdikleri finansal destek, Google’ın Microsoft’la giriştiği rekabet, yapay zekânın geleceğine ilişkin tartışmaların giderek daha fazla ön plana çıkmasını sağladı.
Google; transformatörlerin icadı, dillerin çevirisini otomatikleştirmek için tekniklerin geliştirilmesi ve yapay zekâ şirketi DeepMind’ın satın alınması da dâhil olmak üzere yapay zekâ geliştirme alanına önemli katkılarda bulundu. Google kendisini sürekli olarak yapay zekâ gelişiminin ön saflarında konumlandırmış olsa da ChatGPT’nin piyasaya sürülmesiyle önemli bir kilometre taşına ulaşıldı.
ChatGPT’nin gelişi, makinelerin insan zekasını aştığı yapay genel zekâ (AGI) hakkında kapsamlı tartışmalara yol açtı. Yapay zekâ konusunda etkili bir isim olan ve bu yılın başlarında Google’dan istifa ettikten sonra teknolojiyle ilgili endişelerini dile getirdiği çeşitli röportajlar veren Geoffrey Hinton’ın uyarıları da bu konuya odaklanıyordu.
Diyalog sistemleri ve bilgi edinme gibi diğer YZ araştırma alanları ise bu gelişmelerden zarar görmeye devam ediyor. Bu hızlı teknolojik değişimin içinde, Google’ın teknolojik üstünlüğünü ve pazar hakimiyetini kaybetmekten korktuğu görülüyor. Bu endişe yersiz değil. Doğrudan bir rakip tarafından üretilen ChatGPT, Google’ın öncü internet arama tekniklerinden faydalanarak önemli bir kâr elde etti.Dahası, Google’dan OpenAI’e yetenek akışı – OpenAI’nin hızlı büyümesiyle birlikte – arama devi için endişe verici bir hâl aldı.
OpenAI kurulduğunda, ilkelerinden biri “açık kaynak” olan, yazılımın halka açık olduğu, paylaşmak ve geliştirmek için kullanıcılara izin veren bir yazılım yapmaktı. Ancak OpenAI’nin son zamanlarda ticarileşmeye ve kapalı kaynak uygulamalarına yönelmesi, orijinal kurumsal felsefesiyle çelişiyor. Sektördeki bazı kişiler OpenAI’i çelişkili duruşu nedeniyle eleştirmektedir. OpenAI’nin kamuoyundaki imajı ile iş dünyasının gerçekleri arasındaki bu gerilim, Google ile rekabeti daha da ilgi çekici hale getirdi. Bu rekabetin olası sonuçlarından biri, pazarda önde olma ihtiyacının teşvik ettiği yapay zekâ teknolojisinin sürekli evrimi ve iyileştirilmesidir.
Bir zamanlar OpenAI tarafından ticari kazanç için kullanılan Google’ın yöntemleri muhtemelen daha fazla yeniliğe uğrayacaktır. Bu evrim yalnızca YZ uygulamalarının işlevselliğini artırmakla kalmayacak, aynı zamanda kullanıcı deneyimlerini de büyük ölçüde geliştirecektir.
Microsoft‘un kurumsal başkan yardımcısı Yusuf Mehdi, kısa bir süre önce şirketin arama sistemini elden geçirmeye gerek duymadığını belirtti. Pazar payındaki tek bir puanlık artış bile 2 milyar ABD doları değerinde bir artış anlamına geliyor. Hedeflerindeki bu stratejik küçülme, teknoloji sektöründeki rekabetçi baskıları azaltmaya yönelik bir girişim olabilir. Bu nedenle, bu büyük dil modellerinin daha güçlü bir şekilde incelenmesi ve düzenlenmesi ihtiyacı giderek daha acil hale gelmektedir.
Yapay zekâ konusunda artan rekabete rağmen Google, küresel teknoloji endüstrisinde saygın bir varlık olmaya devam ediyor. Google ve Microsoft arasındaki YZ rekabeti, her iki şirketi de bu teknolojinin sınırlarını zorlamaya itti ve önümüzdeki yıllarda heyecan verici gelişmeler vaat ediyor. Yetenek kazanımından stratejik yatırımlara kadar bu rekabette kullanılan çeşitli stratejiler, YZ alanındaki risklerin önemini yansıtmaktadır. Özellikle, en iyi yeteneklerin kazanılması, bu şirketlerin YZ yeteneklerini geliştirmelerine olanak tanıyarak onlara rekabet avantajı sağlıyor.
Öte yandan stratejik yatırımlar, yeni YZ uygulamalarına ve sektörlerine çeşitlilik ve genişleme sağlayarak YZ alanındaki etkilerini ve pazar paylarını artırmaktadır. Bu eylemler, yapay zekâ teknolojisinin geleceğimizi şekillendirmedeki yüksek değerinin ve potansiyelinin altını çizmektedir.