Barbie evrenine en son eklenen film olan Barbie (2023), beyaz perdede gerçekçi ve karikatürize olmayan bir hikaye sunuyor. Ryan Gosling ve Margot Robbie gibi üst düzey oyuncuların yer aldığı film, dünya genelinde izleyicilerin kalbini kazandı. Yaklaşık iki saat süren bu film, izleyicileri etkileyici performanslar ve eşsiz hikaye ile büyülüyor.
İşte Barbie benzeri en iyi filmler listesi:
Yasal Olarak Sarışın (Legally Blonde)
Kült bir klasik olarak kabul edilen “Legally Blonde”, eski erkek arkadaşından intikam almak için Harward Hukuk Fakültesi’ne katılan basmakalıp sarışın bir kızın hikâyesini anlatıyor. Robert Luketic tarafından yönetilen film, hak ettiği yeri kazanıyor. En anlayışlı olay örgüsüne ya da en ilginç hikayeye sahip olmasa da, “Legally Blonde” eğlencenin özünü yakalıyor. Sadece izlemesi eğlenceli. Barbie’nin kendini fazla ciddiye almaması gibi, “Legally Blonde” da kimsenin hayatın gizemlerini öğrenmek için izlediği bir film olmadığının farkında; insanların arkalarına yaslanıp rahatlamak için izledikleri bir şey.
Yırtıcı Kuşlar (Birds of Prey)
Margot Robbie’nin projelerinden biri olan “Birds of Prey”, spot ışıklarını Joker’den alıp doğrudan Margot Robbie’nin canlandırdığı Harley Quinn’e veriyor. Film, normalde göz ardı edilen karaktere biraz derinlik kazandırarak iyi bir iş çıkarıyor. Margot Robbie’yi Margot Robbie’nin yaptığı şeyleri yaparken izlemek muhtemelen filmin en eğlenceli kısmı. Film hiçbir şekilde bir başyapıt değil, ancak inanılmaz aktrisin hayranıysanız harika bir seyirlik.
Küçük Kadınlar (Little Women)
Greta Gerwig, kocasıyla birlikte kurduğu kendi stüdyosuyla en dipten yükselen inanılmaz bir yönetmen. “Küçük Kadınlar”, onun en iyi filmlerinden biri, hatta en iyi film dalında adaylık bile aldı. Bir romandan uyarlanan film, March kardeşlerin hayatına odaklanan bir dönem draması. Kadınların özgürlüğü temasına çok fazla odaklanıyor ve yönetmenin bu konudaki kendi düşüncelerini fazla politik olmadan yansıtıyor. Filmin sinematografisi de harika; günümüz ve geçmiş arasında gidip gelen çekimler, seyirciyi sürekli tetikte tutuyor.
Rango
“Rango”, animasyon filmlerinin en iyilerinden biridir. Johnny Depp’in başrolünü oynadığı film, Los Angeles’ın kanunsuz çölünde yolunu bulan kayıp bir bukalemunun, açıklanamayacak bir şekilde kendisiyle aynı boyutta olan antropomorfik hayvanların yaşadığı eski bir western kasabasının şerifi olarak yaşadığı maceraları konu alıyor. Filmin tonu ve görsel tarzı çok farklı olsa da Barbie ile aynı türden bir merak uyandırıyor. Klasik shoot-em-up Western türünü alıyor ve onu dönüştürerek kendine özgü bir tat ve ilginç bir kimlik kazandırıyor.
Çılgın, Aptal, Aşk (Crazy, Stupid, Love)
Ryan Gosling’in depresyon döneminden esintiler taşıyan “Crazy, Stupid, Love”, Ryan’ın duygularını ifade eden çekici bir playboy rolünü üstlenmesiyle oyunculuk kariyerine yeni bir soluk getiriyor. “Crazy, Stupid, Love”ta Ryan’ın karakteri bir komedi efsanesi olan Steve Carell ile etkileşime giriyor. Film, Cal Weaver’ın (Steve Carell) yakında boşanacağı eski karısına olan duygularını aşmak için Jacob Palmer’ın (Ryan Gosling) karizmatik elinin rehberliğinde kadın tavlamaya çalışmasını konu alıyor.
Ben, Tonya (I, Tonya)
Artistik buz pateni dünyasında yaşanan gerçek olaylara dayanan “I, Tonya”, başrolünde Margot Robbie’nin oynadığı, nispeten gerçekçi bir otobiyografik film. Sanat hayatı taklit eder ve bazen gerçeklik kurmacanın olabileceğinden çok daha ilginçtir. “I, Tonya”, bu örneklerden biri. Margot Robbie’nin Barbie performansını izledikten sonra, “I, Tonya”daki oyunculuğunu görmek büyük bir şok olacak. Oyunculuğundaki çeşitlilik inanılmaz ve izleyiciye onu beyaz perdede her gördüğünde yeni bir yön veriyor.
Tik Tak… Boom!
“Tik Tak… Boom!”, bir otobiyografi, ancak bu kez eğlenceli bir müzikal şeklinde. New York’ta başarılı bir besteci ve oyun yazarı olma mücadelesi veren Jonathan Larson’ın hayatını anlatıyor. Film, sanatçıların mücadelelerini vurgulayarak, bu kurumsal dünyada yaratıcı bir zihin olmanın gerçekliğini gün ışığına çıkarıyor. Seyircinin görüşünü engelleyen perdeyi aralıyor ve yaratım sürecini gösteriyor.
La La Land
Ryan Gosling’in en iyi filmlerinden biri olan ve başrolünde Emma Stone’un oynadığı “La La Land”, mutlaka izlemeniz gereken bir başka müzikal. Temelde bir romantizm olan film, birbirine aşık aşıklar temasına odaklanıyor. Bu filmdeki performansı Emma’ya ilk Oscar’ını bile kazandırdı. Whiplash’in (müziğe odaklanan bir başka harika film) yönetmeni Damien Chazelle’in parlak zekası tarafından yönetilen “La La Land”, Ryan Gosling’in sahip olduğu tüm müzikal ve oyunculuk yeteneğini kullanıyor ve başka bir seviyeye yükseltiyor. Filmin çok iyi çekilmiş bazı sahneleri var ve iki başrol oyuncusu Ryan Gosling ve Emma Stone arasındaki kimya kesinlikle olağanüstü.