Açık dünya oyunları son yıllarda oyuncular arasında inanılmaz popüler hale geldi. Devasa haritalar, özgürce dolaşabilme, sayısız yan görev ve keşif hissi, bu tür oyunları cazip kılan başlıca etkenler.
Grand Theft Auto, The Witcher veya Skyrim gibi dev oyunlar herkesin dilinde olsa da, bazı müthiş açık dünya oyunları hak ettiği ilgiyi göremeden arka planda kalabiliyor. Bu içerikte, gözden kaçmış ancak keşfedilmeyi fazlasıyla hak eden beş muhteşem açık dünya oyununu inceliyoruz. Bu oyunlar, açık dünya türünün sunduğu özgürlüğü ve macerayı benzersiz yönleriyle oyunculara sunuyor.
1. Kingdoms of Amalur: Reckoning (2012)

2012 yılında çıkan bu oyun, PC, PlayStation 3 ve Xbox 360 platformlarında oynanabiliyor. Oyuncu, ölümden geri dönen ve geçmişine dair hiçbir şey hatırlamayan “Fateless One” adlı bir savaşçıyı yönetiyor. R. A. Salvatore imzalı derin hikâyesi ve Todd McFarlane tasarımı çizimleriyle Amalur dünyası oldukça etkileyici. Oyun, hızlı ve akıcı hack & slash tarzı savaş mekanikleriyle öne çıkıyor. Farklı yetenek dallarını kombinleyip “destiny” sistemi sayesinde karakterinizi dilediğiniz gibi özelleştirerek büyücü, savaşçı veya hırsız karışımı hibrit sınıflar yaratabiliyorsunuz. Keşfedilecek geniş bir harita, sayısız yan görev ve zindan da cabası.
Kingdoms of Amalur ne yazık ki çıktığı dönemde Skyrim gibi dev bir RPG’nin gölgesinde kaldığı için geniş kitlelere ulaşamadı. Ayrıca oyunun geliştirici stüdyosu çıkış sonrası yaşanan finansal sıkıntılar nedeniyle kapanınca, pazarlama desteği de sınırlı kaldı. Gözden kaçmış bu oyun, bugün hala keşfedilmeyi bekleyen gerçek bir cevher. Renkli dünyası, tatmin edici kombat sistemi ve esnek karakter geliştirme özellikleriyle açık dünya RPG sevenlere benzersiz bir deneyim sunuyor. Eğer yüzlerce saatlik bir macera ve özgürce karakter geliştirme imkânı arıyorsanız, Kingdoms of Amalur: Reckoning tam size göre bir oyun.
2. Outward (2019)

2019 yılında bağımsız bir stüdyo tarafından geliştirilip PC, PlayStation 4 ve Xbox One platformlarında yayınlanan Outward, geleneksel kahraman temalı RPG’leri ters yüz ediyor. Bu oyunda dünyayı kurtaran seçilmiş kişi değil, sıradan bir gezgin olarak maceraya atılıyorsunuz. Büyülü Aurai diyarında çöllerden karlı dağlara, bataklıklardan ormanlara uzanan geniş bir açık dünya sunuluyor. Outward’ın en dikkat çekici yanı, derin hayatta kalma unsurları barındırması: Karakterinizin açlık, susuzluk ve yorgunluk gibi ihtiyaçlarını yönetmeniz gerekiyor. Haritada konumunuzu gösteren bir ikon olmaması ve oyuncunun pusula ile yön bulması, keşif duygusunu artıran detaylardan. Oyunun dövüş sistemi ise Souls oyunlarını andıran ölçüde zorlu ve stratejik; her savaşa hazırlıklı çıkmak büyük önem taşıyor.
Outward, sınırlı bütçeli bir indie oyun olması ve göz alıcı AAA grafikleri bulunmaması nedeniyle birçok oyuncunun radarına girmemiş olabilir. Ancak sunduğu özgün deneyim kesinlikle keşfedilmeyi hak ediyor. Oyunu isterseniz tek başınıza, isterseniz çevrimiçi veya bölünmüş ekranda co-op olarak bir arkadaşınızla oynayabilirsiniz. Zorlu koşullarda birlikte hayatta kalmaya çalışmak, Outward’ı özellikle arkadaşlarla oynandığında çok keyifli kılıyor. Eşsiz atmosferi, gerçekçi hayatta kalma mücadelesi ve keşif hissiyle Outward, açık dünyada meydan okumayı seven ve farklı bir deneyim arayan oyunculara hitap eden en iyi yönlerini ortaya koyuyor.
3. Dragon’s Dogma: Dark Arisen (2013)

Capcom tarafından geliştirilen ve ilk olarak 2012’de (Dark Arisen genişletilmiş sürümü 2013’te) çıkış yapan Dragon’s Dogma, PlayStation 3 ve Xbox 360 için çıkmış; sonraki yıllarda PC, PS4 ve Xbox One için de uyarlanmıştır. Oyun, oyuncuyu Gransys adlı geniş bir fantezi dünyasına bırakıyor. Bu açık dünyada ormanlar, dağlar, karanlık mağaralar ve kaleler arasında özgürce dolaşabilirsiniz. Dragon’s Dogma’nın temel oynanış mekaniği, aksiyon odaklı savaş sistemi ve Pawn adı verilen yardımcı karakter sistemidir. Oyuncu, yapay zeka kontrollü üç yardımcısıyla (pawn) birlikte maceraya atılır; bu yardımcıların birini internet üzerinden diğer oyuncularla paylaşabilir veya onların pawn’larını kendi grubunuza dahil edebilirsiniz. Savaşlarda dev yaratıkların üzerine tırmanarak vurabildiğiniz dinamik bir mekanik bulunur – örneğin kocaman bir ejderhanın kanatlarına tutunup zayıf noktasına saldırabilirsiniz. Bunun yanında, oyun içinde gece ve gündüz döngüsü vardır ve geceleri dünya çok daha tehlikeli hale gelir (karanlıkta görüş sınırlı olup canavarlar daha saldırgan olur).
Dragon’s Dogma: Dark Arisen, çıktığı dönem yüksek kaliteli birçok RPG’nin arasında biraz geri planda kaldı ve bu yüzden hak ettiği ilgiyi göremedi. Yine de yıllar içinde kulaktan kulağa yayılıp bir kült klasik haline geldi. Oyunun en güçlü yönü olan heyecan verici savaş sistemi ve Pawn mekaniği, benzer açık dünya oyunlarında pek rastlanmayan türden. Ayrıca dev boss dövüşleri ve epik müzikleriyle atmosferi gerçekten oyuncuyu içine çekiyor. Eğer açık dünyada canavar avlamak, derin bir aksiyon sistemiyle dövüşmek ve kendi takımınızı yönetmek size cazip geliyorsa, Dragon’s Dogma kesinlikle keşfetmeniz gereken bir oyun. Üstelik Capcom yakın zamanda devam oyunu Dragon’s Dogma 2’yi duyurdu; ikinci oyun gelmeden önce bu gizli cevheri deneyimlemek için harika bir zaman!
4. Sable (2021)

2021 yılında çıkış yapan Sable, PC, Xbox ve sonradan PlayStation platformlarında oynanabilir bir indie (bağımsız) açık dünya oyunudur. Bu oyunda diğerlerinden farklı olarak hiçbir savaş veya aksiyon sahnesi yok – Sable tamamen keşif ve atmosfere odaklanır. Oyuncu, Sable isimli genç bir karakteri yöneterek uçsuz bucaksız bir çölü andıran dünyada gezginlik yolculuğuna çıkar. Görevimiz, karakterimizin kabilesinden ayrılıp kendini keşfettiği bu geleneksel yolculukta antik harabeleri araştırmak, bulmacaları çözmek ve çeşitli karakterlere yardım etmektir. Oyun, Moebius çizimlerinden esinlenen el çizimi stilindeki grafikleriyle hemen dikkat çekiyor. Çevre tasarımları, renk paleti ve mimarisi adeta hareketli bir sanat eserini andırıyor. Sable’da kum tepeleri üzerinde süzülen hoverbike’ınızla özgürce dolaşabilir, terk edilmiş uzay gemisi enkazlarını ve kadim yapıları keşfedebilirsiniz.
Sable, yüksek bütçeli bir yapım olmadığı ve büyük reklam kampanyalarıyla tanıtılmadığı için birçok oyuncunun radarına girmemiş olabilir. Ancak sakin ve meditatif oynanışıyla açık dünya türüne farklı bir soluk getiriyor. Oyun, hız ve aksiyondan ziyade rahatlama ve merak duygusuna hitap ediyor. Özellikle keşif yapmayı, ortamın tadını çıkarmayı ve hikâyeleri parça parça toplamayı seven oyuncular Sable’ın en iyi yönlerini takdir edecektir. Ayrıca Japanese Breakfast tarafından bestelenen büyüleyici müzikleri, çölün yalnız ama huzurlu atmosferini mükemmel şekilde tamamlıyor. Eğer çatışmasız bir açık dünya deneyimi arıyor ve sadece dünyayı keşfetmenin keyfini sürmek istiyorsanız, Sable tam da aradığınız gizli mücevher olabilir.
5. Sleeping Dogs (2012)

İlk olarak 2012 yılında çıkan ve PC, PS3, Xbox 360 için yayınlanan bu oyun, 2014’te geliştirilmiş Definitive Edition sürümüyle PS4, Xbox One ve güncel platformlara da geldi. Sleeping Dogs, oyuncuyu modern bir şehir olan Hong Kong’un canlı sokaklarına götürüyor. Oyunda Wei Shen adında gizli bir polis olarak Triad isimli suç örgütünün içine sızıyoruz. GTA benzeri bir açık dünya yapısına sahip olsa da Sleeping Dogs’u farklı kılan, odak noktası olarak silahlardan ziyade yakın dövüş sanatı ve çevresel etkileşimlere yer vermesi. Dar sokak aralarında ve çatılarda geçen nefes kesici kovalamacalar, kung-fu stilindeki dövüş sahneleri ve Hollywood aksiyon filmlerini aratmayan hareketli sahneler oyun boyunca oyuncuyu ekrana kilitliyor. Ayrıca detaylı sürüş mekanikleriyle araba ve motosiklet kullanarak şehirde serbestçe gezebiliyor, yarışlara katılabiliyorsunuz.
Sleeping Dogs, çıktığı dönemde pazarlama talihsizlikleri yaşadı ve görece daha az bilinen bir yapım olarak kaldı. Aslında True Crime serisinin ruhani devamı olarak geliştirilen bu oyun, yayıncı değişiklikleri yüzünden ismini ve kimliğini son anda buldu ve bu nedenle hak ettiği ilgiyi toplayamadı. Yine de eleştirmenlerden övgü alarak zamanla bir kült klasik haline geldi. Oyunun en güçlü yönlerinden biri, Hong Kong kültürünü ve atmosferini başarıyla yansıtmasıdır: Sokak pazarları, neon tabelalar, kantonca konuşmalar ve şehirde çalan müzikler oyuncuyu adeta oradaymış gibi hissettiriyor. Hikâyesi de klasik bir polisiyesi olarak duygusal anlar ve adrenalin dolu aksiyon sahneleriyle dolu. Eğer açık dünya oyunlarında farklı bir şehir atmosferi deneyimlemek ve yakın dövüş mekaniklerinin tadını çıkarmak istiyorsanız, Sleeping Dogs sizi fazlasıyla memnun edecek gizli bir cevher.
Gördüğünüz gibi açık dünya türünde, büyük prodüksiyonlu oyunlar kadar keşfedilmeyi bekleyen harika yapımlar da mevcut. Bu listede bahsettiğimiz beş oyun, kendilerine has özellikleriyle oyunculara unutulmaz deneyimler sunuyor. Ana akımda çok görünür olmasalar da, bu oyunlar sundukları hikâyeler, dünyalar ve yenilikçi mekanikler sayesinde türün parlak örnekleri arasında yer almayı hak ediyor.
Elbette açık dünya oyunları bunlarla sınırlı değil. Sizin favori açık dünya oyununuz hangisi? Gözden kaçtığını düşündüğünüz oyunlar varsa yorumlarda paylaşmayı unutmayın! Bu sayede diğer oyuncuların da yeni dünyalar keşfetmesine yardımcı olabiliriz. İyi oyunlar!